Enerji yağmuru içinde yaşıyoruz kendimizde o sağınak yağmurun biricik damlası olarak bu dünyada yaşamımıza bunun hiç farkında olmadan devam ediyoruz. Evet,bir enerji olduğumuzu kabul etme ve artık farkına varma zamanı geldi geçiyor bile.
İnsan olarak beş duyumuza dayanarak yaşıyoruz. İnandığımız şeyler gördüklerimiz, dokunduklarımız,
Gördüğümüz fizik beden suptil enerjinin bir ifadesidir. Enerjinin bir kaynağı olmalıdır.Elektrik bir üretim fabrikasından çıkmak zorunda. Bu üretim fabrikası yoksa,ortaya hareket de çıkmayacaktır.Bu nedenle,kalp atışı dursa,kan akmayacak;beyin ölürse,buradan sinir impulsları geçmeyecektir.Basit bir ifadeyle,’Hareket yoksa,yaşam da yok’.
Enerjinin bir kaynağı olmalıdır.
Dünya kadim bilgileri bir nötr (pasif) enerji kaynağında söz etmekte.Bu enerji yalın bir enerji kaynağı değil aynı zamanda yaşamın ve her bili,çli varlığın da kaynağıdır. Yaşam,bilicli enerjinin,bir kaynaktan çıkarak çeşitli evrelerden geçerek suptil alanlardan yoğun fiziksel formlara hareketi olarak düşünülür.
Kaynaktan var oluşa doğru hareket-genişleme evresi, kaynağa geri dönen enerji-daralma evresi . Genişleme ve daralma evreleri. bu iki evre yaşamın temelini oluştırur. Mevsimlerinin değişimini, atomun hareketini, solunum ve dolaşım hareketleri,hatta doğumdan ölüme yaşam hareketi.
Makrokozmos (Evren,Yaratan) ve mikrokosmoz (İnsan) ilişkisini ,şimdilerde çok kullanılanan ,antik özdeyş çok iyi ifade ediyor-‘yukarıda nasılsa, aşağıda öyledir’. Buna göre ,insanın iç enerjileri,bir bütün olarak evrendeki enerjilerinin büyük yansımasııdır. Geleksel kültürlerer,makrokozmosa,
Tao, Tanrı, Brahma bunlardan yalnızca birkaçıdır .Her şeyin ortaya çıktığı yer bu asıl merkezdir.Buradan başlayarak enerji çeşitli iniş evrelerinden geçer. Bu tezahür pınarı bir dizi iniş evresi yoluyla kozmosun sınırlarından akar ve arka arkaya her evrede daha yoğun bir hale gelir. En sonunda enerji o kadar yoğun bir hal alırken fiziksel form halinde katılaşır.
Modern fizikte,hiçbir enerjinin evrende asla kaybolmadığını,söylüyor. Enerji kaynaktan tamamlanmışa doğru hareket eder, daha sonra ise hem döngüyü tamamlamak hem de enerjisini dağılmaktan korumak için kaynağa geri döner.
Bu durum sağlık ve hastalık sağlık için çok önemlidir. Kaynaktan enerji basamak basamak aşağı inişinde artık öz enerji sistemi için temelimiz oluştu. Kısaca fiziksel formun temelini oluşturan enerji sistemin örüntüleri şulardı:
A- Enine Akım, Sarmal Akım, Uzun Hat Akımları
1. Enine Akım- belli evrelerden geçtikten sonra enerji Enine Akım olarak bedenin çevresinde döner.Fonksyonu karşılıklı iletişim ve bağlantıdır. Bu nötr geribildirim örüntüüüsüdür ve enerji sisteminin çevresiinin özel ilişki kurmasına yardım eder.
Parasempatik sinir sistemiyle ilişki kurar
2. Sarmal Akım adı verildiği Ateşle ilgili akımdır. Enerji sisteminin tümünü kapsar göbekten sarmal yaparak girer ve hareket, sıcaklık ve iyileşme için enerji niteliği
sağlayacak biçimde çalışır. sempatik sinir sistemiyle ilişkidedir.
3. Son örüntü Uzun Hat akımlarıdır.Zihnin enerjisini bedene taşıdıklarını, bu nedenlede beş duyu fonksiyonlarını yönettikleri belirtiliyor. Merkez sinir sistemiyle ve kranyal (kafatasıyla ilgili) ritm aracılığıyla enerjinin hareketiyle ilişki kurar.
B- Aura örüntüleri ;
C- Çakra örüntüleri ;
D- Elementler ;
E- Merediyan örüntüleri
Her bir enerji örüntüsü bir birine bağlı ve biri birinin devamıdır.
Aslında , bütün,parçanın içindedir ve parça ,bütünün bir ifadesidir,her hüçrenin her çekirdeğin içerdiği bütütün, parçanın uygun bir biçimde çalışmasını için gereklidir. Görülen anatominin ,belirli organ ve dokuları yöneterek,fiziki, duygusal ve zihinsel olarak sağlığı destekliyor.