HOLOGENETİK HAFIZA NEDİR?
Asırlar süren evrimleşme (gelişim) sürecinden geçmiş olan atalarımızdan bize kalan DNA’mızdaki mirasa hologenetik hafıza diyoruz. Bu miras sevgidir. Fakat genetik mirasımızı kavramaya izin vermeyen içimizdeki korkulardır, aynı zamanda bu mirasa doğru bizi hareket ettiren de korkudur. Genetik mirasa ulaşmak ve ona sahip olmak için insanın korkunun karanlık dar boğazından geçmesi, korkunun katman katman büründüğü sayısız örtüyü kaldırarak yüzleşmesi, kabul etme cesaretine sahip olması gerekir. Bu örtüler, ancak bu şekilde ortadan kalkar ve karanlık yerini ışığa bırakır. Adım adım korkudan sevgiye doğru ilerleriz. İnsan genleri, DNA dalga boyut örtüleri arasında dolaşarak kendisiyle yeniden tanışma fırsatı bulacaktır. Bu yolculuk sürecinde, korkularınızla yüzleşerek hem yaşadıklarınızın nedenlerini bulacaksınız hem de onları kabul etme cesaretini. Korkunun yaydığı alçak dalga boyutunda onların ışığını görmek zordur, ama mümkündür. İçinizdeki cesur kahraman, içinizdeki karanlıkla savaşarak çok karanlık olan tünelin basamaklarından yavaş yavaş çıkmanıza yardım edecektir, artık geriye dönüş yoktur; “uzun ince yolda” ışığa, yüksek bilinç frekansına doğru hareket başlamıştır. İçinizdeki sarp kayalardan tırmanmaya başladınız. Yanılgı alanınızdan çıktınız. Ara sıra o rahat alanı arar ve geri dönme arzusuna kapılabilirsiniz, fakat maceranız başlamış ve devam etmektedir.
Mitlerin, masalların, bilgelerin hazine arama maceralarında bize anlatmak istedikleri gerçek, kendi içimizdeki korku karanlığından geçip, içimizde olan sevgi hazinesini bulmaktır. Fakat hazineye, kimsenin yürümediği yollardan, uçurumlardan, zorluklardan geçerek ulaşılır, bundan dolayı yolculuk sabır, güven, azim ve cesaret ister. Bu yolculukta en büyük engel kişinin kendisidir. Çünkü korku, bedendeki her bir hücrenin DNA’sına işlemiştir. Korku, kişinin tüm umudunu, şevkini kırar, onu güzelliklerden uzaklaştırır ve gelişimini engeller. Bedeni bomboş, enerjisiz bırakır ve kişi aynı hataları yapmaya devam eder. Daha önemlisi korku, zihni ve duyguları esir alarak büyük başarıyla yönetir. Fakat burada anlamamız gereken en önemli şey bu korku katmanlarının derinliklerinde sevgi tohumlarının saklı olduğudur. Sadece bu karanlık dar boğazdan geçiş, kendimizi tanıma ve bilme süreci bu tohumları besler ve filizlendirir. Sevginin filizlenme sürecinde korku tabakaları bedenden yavaş yavaş silinmeye başlar. Sevginin ilk filizlerinin göründüğü anda yolun nereye gittiğini bilmeseniz de ilerlemeye başlarsınız. Bedende hala korku kalıntıları vardır, fakat insan iki kanatla uçar; biri umuttur, diğeri korku. Bu yolculuk sürecinde korkunuzu daha yakından tanımaya ve sevmeye başlarsınız, onun sizi sevgiye götüren bir araç olduğunu, kişisel olmadığını, size ait olmadığını, gelişiminize ve kendinizi tanımanıza yardım etmek için atalarınızın yaşam deneyimlerini DNA’nıza aktardıklarını kavrarsınız. Atalarımızın yaşadıkları tecrübeye göre, korkuyu tanımayan sevgiyi de tanımaz. Çünkü sevgiye giden yol, korkudan geçer. Sevgiye ulaşmanın ve onu tanımanın tek yolu da içimizdeki korku karanlığına dalıp, korkularla yüzleşip, onları kabul edip mührün üzerindeki korku örtüsünü ortadan kaldırmaktır. Korkunun en güçlü olduğu zaman karanlığın en dibinde olduğumuz andır. Tan’ın içinizde ağarmaya başladığı andır. Tan ağarmaya başlar ve güneş ışınları karanlığı aydınlatır.
Zaman, sevgiye uyanma zamanının işaretlerini size göstermektedir. Karanlıktan sevgiye doğru olan yolculuğunuzun aslında çok daha önceden başlamış olduğunu fark etmek sizi şaşırtabilir. Evren zaten bizi şaşırtmak için vardır. Korku, sevginin ham maddesidir. İnsan, hamlık (karanlık)örtüsünü yırtarak, yanmaya ve olmaya (sevgi) doğru giden yolun yolcusudur. Bu hedef doğrultusunda, insan kendini büyük bir macera içinde bulur. Bu macerayı karanlıktan kaçmadan, yaşamdan kopmadan yaşar ve kendisine uyanarak kalbinin özündeki gizli sevginin kapılarını açar. Yaşayıp, deneyimleyip, yüzleşip, anlayıp, kavrayıp idrak boyutuna geçerek sevgiyle kucaklaşır insan. Bu böyle bir yoldur:kendinizi kendi kalbinize götüren bir yol, sizi kendi içinizde ki Tanrının kapısına getiren bir yol, kendinize ve hayata güvenmeyi öğreten o karanlık alanı arar ve geri dönme arzusuna kapılabilirsiniz, fakat maceranız başlamış ve devam etmektedir.
Ara sıra o rahat alanı arar ve geri dönme arzusuna kapılabilirsiniz, fakat maceranız başlamış ve devam etmektedir.
Kişisel yol pusulanız hologenetik dizimlinizdedir.
Hologenetik pusulanızla tanışmak için www.morsugelisim.com , morsu08@gmail.com
bize ulaşabilirsiniz.
‘’MİRASIMIZ HOLOGENETİK HAFIZA’ kursları
Bu günkü şartlara dayanarak ‘Mirasımız Hologenetik Hafıza’’ kursu 3 aşamada öğretiliyor:
1.Modül –64 Gen Anahtarının 32 Program eşinin Gölge, Atma ve Ermişlik frekanslarıyla çalışarak kendinizle ilgili gölge frekans boyutlarını fark edip, gözlemleyip, kabul edip bilinç dalga boyutunuzu yükselterek gölgeden (karanlık, korkudan) çıkmayı başarmaktır.
Çalışma sizin özel hologenetik hafıza diziliminiz esasında devam ediliyor. Bu kendinize ait karmık dönemde nasıl bir genetik yapıya sahip olduğunuzu ve neden böyle bir dizilime ihtiyaç duyduğunuzu anlıyor ve karmik borçlarınızı ödeme süreçlerini hızlandırıyorsunuz.
Çalışma süreci 32 haftalık haftada bir 3 saattir.
- Modül – Genetik Hafızamızda kaydını taşıdığız Genetik Aileyi Bulma çalışmasıdır. Gen yapımızda kayıtlı yaşam yolculuğumuzun her aşamasında bize pusula olan arkeotiplerle ilgilidir.
Toplam 21.Gen Ailesi mevcuttur. Bu 21.Gen Ailesi kendi kimyalarına göre üçe ayrılmışlar- Simya, Sevgi ve Fedakarlık ve Bilgelik ve İdrak aileleri. Bunların kendine göre görevleri vardır.
Çalışma sırasında bu ailelerin hepsinin konumları, durumları ve onları yöneten kimyayla tanışıyoruz ve çalışma sonunda ise hologenetik dizilimimizden zamanda hızlı bir şekilde aile, toplum karmik kredilerinizi ödeme yolunda hızla ilerliyorsunuz.
24 haftalık haftada bir 3 saatlik çalışmadır.
3.Modül- 64.Gen Anahtarı ve Beden Sağlığı –Bağışıklık, Sindirim ve Kalp Dolaşım sistemleri –kursudur
Sağlıklı bedene sahip olmak zihinsel,duygusal,fiziksel, ruhsal gelişimin ana şartıdır.
Bu kursta Bedenin ve anne döl yatağına düştükten sonra cenin evrimleşme sürecinde nasıl tasarlandığımızı ve Gen Anahtarının bu gelişim sürecinde hangi amaçla bedenimize yerleştiğini ve daha sonra Beden sistemlerinin hepsinin oluşumunu nasıl inşa ettiğini öğreniyoruz. Hologenetik Hafıza dizilimimizde Beden sağlığınızı yapılandıran Gen Anahtarını ve evrimleşme sürecinde inşa edilen Merkezlerdeki Gen Ananahtarı yapılanması kendi sağlığınızla ilgili size doğru ip uçlarını fark ediyorsunuz. Bedenin ne kadar önemli olduğunu ve çok önemli yere yerleştirdiğimiz zihnin hiçbir şartlarda bedeni anlama gücünün olmayacağını anlıyorsunuz. Bedenin bu yaşam yolculuğunuzda aracınız olduğunu ve şartlar ne olursa olsun ona yeterli değeri vermeniz gerekliğini aydınlanması yaşıyorsunuz.
Kurs süreci 30 haftaya kadar devam ediyor.